Yaşam

Phaselis tartışmalarında ‘Sundance Kampı’ detayı: Neden bu kadar sıcak oldu?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antalya Phaselis’te yapımına başladığı halk plajı projesi geçtiğimiz aylarda kamuoyunda büyük tepkiye neden olurken, medyanın da gündeminde ağır yer aldı. Sözle ilgili haberlerde iş makinelerinin antik kente girdiği, kentin yıkıldığı, müze ve kazı ekibinin görevlerinin başında olmadığı ve bu yıkıma göz yumdukları iddiaları yer aldı.

Peki bu tür uygulamalara tüm antik kentlerde sıkça rastlanırken Phaselis neden bu kadar gündem oldu? Phaselis’in diğer antik kentlerden farkı neydi? Yanlış olan neydi, yanlış olan neydi? Aylardır kamuoyunun gündeminde olan projede görev alan arkeologlar ve alandaki yetkililerle konuştuk, yaşananları dinledik. Ancak olup biteni gerçekten anlamak için öncelikle şehrin şu anki durumuna bir göz atmakta fayda var:

Öncelikle bu projenin medyada kullanılan görsellere yansıdığı gibi Phaselis Antik Kenti’nin merkezinde değil, koruma alanının Alacasu ve Bostanlık koylarını kapsayan kısmında olduğunun altını çizelim. Ayrıca akropolis, tiyatro, agora, hamam, su kemerleri gibi yapıların yer aldığı antik kent merkezinde, önceki yıllarda yapılan modüler tuvalet, duş ve kafeteryalar ağırlıklı olarak ziyaretçilere hizmet veriyor. Yani antik kentin merkezinde rastgele yeni bir yapı veya tesis üretimi söz konusu değildir.

Phaselis Antik Kenti’nde 1990’lı yıllarda yapılan tuvaletler

Yoğun bir ziyaretçi trafiğine sahip olan antik kentte, binlerce ziyaretçinin yıllardır araçlarıyla merkeze girdiği ve kalıntıların en yoğun olduğu kısımlardan geçtiği biliniyor. Kent ve çevresine yakından baktığımızda merkezdeki antik yapıların tahrip olmasına neden olan bu kötü kullanımın bir başka yönünü de Phaselis’in kuzeyindeki Alacasu Koyu’nda gözlemliyoruz. İnsanlar zorunlu ihtiyaçlarını ormanda ya da denizde karşılarken, alana yayılan kokuyu ve bu koyda biriken tuvalet kağıtlarının boyutunu tarif etmek mümkün değil. Phaselis’in batı yakasında yer alan Bostanlık Koyu’nun kullanım şekli ve kuralları ile ilgili izlenimlerime de değineceğim.

‘ANTİK KENT MERKEZİNE ARAÇLAR GİRMEMELİ’

Aylardır eleştiri konusu olan proje Phaselis şehir merkezine giren ziyaretçi yükünü azaltarak ziyaretçileri Alacasu ve Bostanlık koylarına yönlendirme tezinde. Nitekim konu hakkında danıştığımız uzmanlar, yaz aylarında antik kentin günlük 10-12 bin civarında olan ziyaretçi yükünün şehre zarar verdiğini ve bu nedenle de koylarda böyle bir projenin uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. şehrin iki yakası.

Antalya Müzesi’nde uzun yıllardır görev yapan bir müze uzmanı, “Kültür turizminden çok deniz tatili için gelen ziyaretçilerin bu proje ile umarız Alacasu ve Bostanlık koylarına gitmek yerine Alacasu ve Bostanlık koylarına giderler. antik kent merkezinde saatlerce bekliyoruz.belirli bir noktadan sonra araçların girişine izin verilmemeli çünkü belirli bir noktadan sonra araçlar antik kent merkezine girmezse biz bu kenti korumaya ve kurtarmaya başlarız o zaman. İmkansız.”

Yazın araçları ve tarihi su kemerleri ile Phaselis Antik Kenti’ne gelen ziyaretçiler

‘GERÇEKTEN YENİLİKÇİ BİR PROJE’

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Alacasu ve Bostanlık koylarına başlatılan halk plajı projesi ile yapılması planlanan kafeterya, otopark, duş ve tuvaletlerin yerine beton döküldüğünü medyadan izledik. Daha sonra Phaselis Antik Kenti’nin koruma alanındaki iki koyda iş makineleriyle başlayan bu beton kullanımı halkta tepkilere neden oldu. Çevreciler, çalışmanın yıkıma yol açtığını belirterek imza kampanyası başlatırken, Kültür ve Turizm Bakanlığı da doğaya ve tarihi eserlere gelişigüzel zarar verilmesinin söz konusu olmadığı yönünde açıklama yaptı. Yansımaların ardından ahşap birimlerin yerleştirileceği yerde yer altı suyunu en aza indirmek için 30 cm kalınlığındaki beton temellerin bir kısmı dökülürken, bir kısmının da iş makineleriyle kırılarak kaldırıldığı, inşa edilmesi planlanan üniteler de minimuma indirildi.

Alacasu Koyu’ndaki Tuvaletler

Sonuç olarak halkın haklı tepkisi ve Phaselis Kazı Başkanlığı’nın itirazları ile birlikte yetkililer bu duruma kayıtsız kalmadı. Yanlış uygulamadan dönülerek beton dökümüne imkan veren proje yenilenerek revize edildi. Pekala, iki projenin ortasındaki fark neydi? Ne yazık ki birçok harabe projesinde şahit olduğumuz gibi beton kullanımından dolayı geri dönüşü olmayan bir inşaat uygulaması gerçekleştirilecekti. Yeni proje ile ilk projede planlanan yürüyüş yolları da dahil olmak üzere iptal edildi. Ahşap yapılar zemini kazmadan prizlere yerleştirildi. Gerçek olan buydu. Ayrıca ya hiç kullanmayacağız ya da koruma-kullanma kararlılığını dikkate alarak minimum gereksinimler için makul kalıcı olmayan taşınabilir yapılara izin vereceğiz. Anladığımız kadarıyla ikinci projede bu konulara dikkat edilmiş. Bu haliyle Türkiye’deki diğer sitelerde veya ören yerlerinde yapılanlara kıyasla oldukça saf bir proje olduğunu bile söyleyebiliriz.

Alacasu Koyu’nda duş ve soyunma kabini

‘BOSTANLI KOYUNDA PRİZ OLAN HER YER KUM’

Bu süreçte mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen çalışmaların devam ettiğine dair haberler basında sıkça yer aldı. Kazı alanından bir yetkili, ilk projeye yapılan itirazların ardından ikinci bir proje yapıldığını ve bu ikinci projeye uygun olarak çalışmaların devam ettiğini vurguluyor:

“Mahkemenin projeyi durdurma kararı, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 13/10/2022 tarih ve 14634 sayılı kararına yani ilk projeye yöneltildi. Mahkeme tarafından durdurulan ilk projeye devam etmedik, ancak meclis tarafından revize edilerek onaylanan ikinci proje” diye konuştu. Ancak tek bir gazeteci bu ayrıntı hakkında hiçbir şey yazmadı. Ayrıca bu süreçte Alacasu veya Bostanlık koylarında yapılan çalışmalarda da herhangi bir kültür varlığına rastlanmamıştır. Çünkü bu alanlar proje başlamadan önce gerekli incelemeler yapıldıktan sonra seçilmiştir. Bostanlık Koyu” Bu koyda herhangi bir kazı yapılmadığını söyleyebiliriz çünkü soketlerin yerleştirildiği her yer kum yani dolguydu. Burada çok rahat bir şekilde soket büyüklüğünde bir alan düzenlenmiş ve sadece kum çıkarılmıştır. Alacasu’da da proje revizyonu ile birlikte hafriyat çalışmaları el gözetiminde yürütüldü.Oseptik çukurun yerleştirildiği yerde açılan çukurda çok sayıda çöp torbası bulundu. muhtemelen orada uzun zaman önce o çukur dolduruldu ve toprakla kaplandı.”

Bostanlık Koyu’nda prizlere yerleştirilmiş büfe

Ağaç kesildiği iddialarına karşı bir yetkili, “Ağaç kesmekle budamak çok farklı şeyler” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada ağaç kesilmedi. Kökünün bile kesilmesine izin vermedik. Hafriyatla birlikte bırakın ağaca.Borular köklerin altından geçti.Böylece ağaçların kökleri kesilmedi.Dokunmadık bile.Aslında bırakın 1. derece korunan alanları, geri dönüş çok kolay ören yeri ile kıyasladığınızda bile sadece insani ihtiyaçları karşılayacak yerler yapılmış.Alacasu Koyu’na duş, tuvalet, kafeterya,temiz su deposu ve fosseptik yapılmış.Başka yapı yok.Öte yandan çok daha az yapı var. bunlar Bostanlı Koyu’nda yapıldı.”

Ağaç köklerine zarar vermeden geçilmesi belirtilen borular.

Anlatılanlara ve ulaştığımız belgelere göre uyarılar işe yaramış ve ne yazık ki birçok harabede kullanılan beton donatılar iptal edilerek bu yanlıştan dönülmüştür. Peki bunu neden olumlu bir gelişme olarak kayıt altına alıyoruz ve tepkiler hala devam ediyor? Yazının başında da belirttiğim gibi Bostanlık Koyu’nun kullanımı ile ilgili farklı bir duruma değinerek devam edelim.

‘SUNDANCE’IN BULUNDUĞU BÖLGE ANTİK KENTİN BİR PARÇASIDIR’

Konuyu daha detaylı incelediğimizde karşımıza bir isim çıkıyor: Deniz Soyarslan. Sürecin başından beri adını sıkça duyduğumuz Phaselis’ime Dokunma Hareketi’nin sözcüsü, doğa aktivisti ya da Phaselis Savunma Atölyesi üyesi kimliğiyle Soyarslan, Antalya milletvekili adaylarından da şunu söylemelerini istedi: Phaselis’in korunması için çalışacaklarını söylediler. Sundance Camping’in sahibinin eşi olduğunu ve yaklaşık 20 yıldır kamp alanında yaşadığını söyleyen Soyarslan, aynı zamanda kampta uygun fiyatlı yoga dersleri veren bir eğitmen.

Deniz Soyarslan

Sundance Kampı, yıkıldığı iddialarıyla gündeme gelen Bostanlık Koyu’na sadece 300 metre mesafede bulunan bir kamp alanı. Bostanlık Koyu nasıl ki Phaselis Antik Kenti’nin savunma alanı içinde ve 1. derece sit alanı sınırları içindeyse, Sundance’in bulunduğu alan da antik kentin bir modülüdür.

2016 yılı sonu 1. derece arkeolojik sit alanı

2019 ve 2023 yıllarında çekilen fotoğraflardan buradaki binaların izinsiz yapıldığını anlıyoruz. Yeniden edindiğimiz bilgilere göre, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla Hazine’ye ait parseller üzerinde izinsiz olarak bungalov, duş, tuvalet ve kafeterya olarak kullanılan binaların yapıldığı anlaşıldı. 26.04.2023 tarih ve 15837 sayılı, 1. Derece arkeolojik alanda izinsiz uygulamalar Yapanlar hakkında 2863 Sayılı Kanun gereğince suç duyurusunda bulunulduğunu görmekteyiz ve tüm izinsiz uygulamaların kaldırılmasına karar verilmiştir. ve bölgeyi rehabilite edin.

Sundance Kampı alanında izinsiz gelişme

“SİTEYE FİZİKSEL MÜDAHALE İZİN VEREN KİŞİLER, PHASELİS’İ SAVUNMAYA ÇALIŞIYOR!”

Biraz daha araştırdığımızda Bostanlık Koyu’na gidilecek tek orman yolu olduğunu ve bu yolun yıllar önce meydana gelen heyelan(?) nedeniyle kapandığını öğreniyoruz. Yani Bostanlık Koyu’nu sadece Sundance Camp müşterileri kullanabilir. Çünkü koca koyunun başka girişi yok! Kamp alanında konaklamaz ve ücret ödemezseniz Bostanlık Koyu’na gitmeniz pek mümkün değil. Nitekim Sundance Kamp’ın internet sitesinde Bostanlık Koyu’nu kampın özel mülkü gibi müşterilere tanıtan şu cümleler yer alıyor: “Sundance’in 1 kilometrelik kumsalında temiz suda güneşlenmenin ve yüzmenin keyfini çıkarabilir, su altında da buluşabilirsiniz. gözlüklü yaratıklar. özel tuvalet ve duş kabinleri temiz ve hijyenik. İyi tatiller!”

Bostanlık Koyu

Peki şimdi ne oldu? Proje ile toprakla kaplı kısım kaldırılarak yol açıldı. Bostanlık Koyu’ndan şimdiye kadar sadece Sundance müşterileri yararlanırken, artık herkes ücretsiz olarak yararlanabiliyor. Bu nedenle Sundance Camp artık bu koyu kendi özel plajı olarak kullanamayacaktır.

Sundance Camp tuvaletler, duşlar, bungalovlar, yoga stüdyoları gibi her türlü mekanı yaratmış bir turizm kuruluşudur. Phaselis Antik Kenti, site sınırları içerisinde ve aynı zamanda izinsiz olarak inşa edildiği hazine mahallinde hizmet vermektedir. Bu ticari faaliyeti gösteren ve kendi işyerlerine bina yaparken nedense hassasiyetleri devreye girmeyen bireyler, bitişikteki Bostanlık Koyu’nda yapılanları ekolojik bir duyarlılıkla eleştirerek Phaselis’i korumaya çalışıyorlar.

‘DOĞAYA VE TARİHE VERDİĞİMİZ ZARARI EN AZA İNDİREBİLİRİZ’

Çağımızda insanın girdiği bir alanda doğanın ve tarihin kaybolmaması ne yazık ki imkansızdır. Bazen rant uğruna doğaya verilen zarar ürkütücü boyutlara ulaşabiliyor. Türkiye’de çok şey borçlu olduğumuz ve büyük bir özveriyle yürütülen çevre çalışmaları sayesinde bu kayıpların boyutlarını net bir şekilde görebiliyoruz. Bütüncül bir analiz için ise tüm yaşam anlayışını kökten değiştirmek gerekir.

Ancak içinde bulunduğumuz mevcut koşullarda doğaya ve tarihe verdiğimiz zararı muhtemelen en aza indirebiliriz. Bunu yaparken çifte standarda düşmeden, kendi payımıza düşeni samimiyetle üstlenmeden, uzmanların görüşlerini hor görmeden görece makul yollar bulmak mümkün olabilir. Olağan doğanın ve tarihi mekanların korunması noktasında her zaman tartışmaların ve fikir ayrılıklarının olacağını belirterek…

‘SUNDANCE KAMPININ SAHİPLERİ EKOSİSTEMİN BİR PARÇASIDIR’

Phaselis Antik Kenti çevresindeki koylara yapılan birimlere karşı son dönemde kamuoyu oluşturmada önemli rol oynayan Deniz Soyarslan’a ulaştık. “Bungalov, duş, tuvalet, kafeterya gibi yapıların izinsiz yapıldığı Sundance Kamp’ta yaşarken, hemen yanı başındaki Bostanlık Koyu’nda projeyi eleştirmek sizce de çelişkili değil mi?” Soruyu yönelttiğimiz Deniz Soyarslan’ın cevabı ise şöyle:

“Kalbim ve kalbim rahat. Sundance Kampı’nın bu ülkeye, bu topraklara bir an bile gelişigüzel zarar vermediğini tüm kalbimle biliyorum. “O aile olmasaydı insanların bu şekilde yararlanabileceği bir yer olmazdı. Sundance Kampı sahiplerine karşı büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk var. O aile Tekirova çiftliğinin kurucusu ve bir ekosisteminin bir parçası.”

haber-doganhisar.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu